İcra Takibinde Borçlu Neler Yapabilir?
Bir kişinin bankalara ya da diğer kişi ve kurumlara olan borcunu ödememesi halinde; alacağını almak isteyen kimseler icra takibine geçerler. İcra takibi, İcra ve İflas Hukuku kapsamında detaylı olarak düzenlenmiş olup hem alacaklıyı hem de borçluyu koruyan hükümler içermektedir. İcra takibine geçen alacaklının, takibin kesinleşmesinden sonra devletin egemenlik gücünü de arkasına alarak borçlunun mallarını haczedebilmesi nedeniyle; kanun koyucu borçluya da bazı imkanlar tanımıştır.
Bir icra takibinde borçlu konumda olan kişinin; icra takibinin başlamasından, sonuçlanmasına kadarki her aşamada farklı hakları bulunmaktadır. Ancak; icra prosedürlerine hakim olmayan borçlular, haklarından bir haber oldukları için defalarca mağdur duruma düşmektedir.
İcra takibindeki haklarına hakim olan borçlular, icra borcunu ödemekten kurtulabileceği gibi takip sürecini uzatarak zaman da kazanabilir. Nitekim; haklarını bilen bir borçlu icra takibine itiraz edebileceği gibi, menfi tespit davası, istirdat davası açabilir. Ayrıca ilamlı icralarda tehrir-i icra kararı alarak mallarının haczedilmesini, dava sonuna kadar engelleyebilir. Borçlunun icra takibi sürecine nasıl etki edebileceğini takip türlerine göre size anlatmak istiyoruz.
Genel Haciz Yolu İle İcra Takibinde Borçlunun Hakları
Kesinleşme Safhası
Teminat ve para borçları için başlatılan ilamsız takiplerde; borçluya öncelikle bir ödeme emri gönderilir. Bu ödeme emrini tebliğ alan borçlu; ödeme emrine 7 gün içinde itiraz edebileceği gibi, icra takibinin usulsüz olarak yapıldığını düşünüyorsa şikayet yoluna da gidebilir.
Daha öncede söylediğimiz gibi genel haciz yolu ile takipte borçlu avantajlı konumdadır çünkü basit bir itiraz dilekçesi ile takibi durdurabilir. Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde alacaklı ancak; itirazın iptali yahut itirazın kaldırılması davasını açarak takibe devam edebilir. Bu davaların sonuçlanması da 1 sene gibi süre alabileceği için; borçlu bu süreçte parayı ödemek için zaman kazanabilir. Ancak; mahkeme yaptığınız itirazın kötü niyetli olduğu kanaatine varırsa; %40’a varan icra inkar tazminatı ödeyeceğinizi unutmayın.
Haciz Safhası
Borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi yahut itirazın mahkeme tarafından kaldırılmasının ardından icra takibi kesinleşir ise; alacaklı borçlunun mallarının haczedilmesini talep edebilir. Borçlu, bu süreçte yapılan haciz işleminin usulsüz olduğu iddiası ile icra mahkemesine şikayette bulunabilir.
Satış Safhası
Haczedilen menkul ve gayrimenkul malların satışa çıkarılması sırasında; alacaklı bu süreçte malın satış bedeline, kıymet takdir raporuna, ihalenin usulüne, ihalenin kesinleşmesine belirli sürelerle sınırlı kalmak kaydıyla itiraz edebilir. Her ne kadar kanun koyucu alacaklının alacağını tahsil etmesine yardımcı olsa da; borçlunun mağdur duruma düşmemesi için satış safhasında söz hakkı sahibi olmasını istemiştir.
Borçlu bu süreçlerin hepsinde genel mahkemelere giderek Menfi Tespit Davası açabilir. Menfi tespit davası ile icra borçlusu, böyle bir borcunun olmadığını ortaya koymaya çalışır. Eğer icra takibi sonunda mallar satılmış ise; borçlu bu sefer istirdat davası açarak mal bedelinin kendisine ödenmesini talep edebilir.
Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolunda Borçlunun Hakları
Bir başkasına borcuna karşılık çek, poliçe veya bono veren kişiler, vadesi gelmesine rağmen bu kıymetli evrakları ödeyemez ise; kambiyo takibi ile karşı karşıya kalabilir. Alacaklı, kambiyo takibi başlatarak borçluya bir ödeme emri gönderir. Bu ödeme emri borçlunun 7 gün içerisinde borcunu ödemesini aksi halde malların haczedilebileceği ihtarını da içerir.
Takibin Kesinleşmesi Safhası
Kambiyo takibinden yollanan ödeme emrini alan borçlu, 5 gün içerisinde kambiyo senedinde yer alan imzanın kendisine ait olmadığı, icra takibi alacaklısının senetteki yetkili olmadığını yahut takibin dayanağı olan belgenin kambiyo niteliklerine haiz olmadığından bahisle takibe itiraz edebilir. Bunlar dışında doğrudan borca itiraz etmek isteyen borçlular ise; ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde itirazını İcra Mahkemesine bildirmek zorundadırlar. Kambiyo takiplerine mahsus haciz yolunda, itirazlar doğrudan mahkemeye yapılmaktadır.
Kambiyo takibine itiraz edecekler; muhakkak elinde bir yazılı belgeye dayanmalıdırlar. İİK’nın ilgili hükümleri uyarınca borçlunun elinde borçsuz olduğunu ispatlayacak türden yazılı deliller yok ise; mahkeme itirazı reddetmektedir. Ayrıca itirazda bulunan borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. Bu nedenle kanunda sayılan belgelerden birini elinde bulundurmayan borçlunun takibe itiraz etmemesini öneririm. Menfi tespit davası ile borçtan kurtulma yoluna gidilmesi daha mantıklı olacaktır.
Kambiyo takiplerinde borçlunun basit bir itirazı takibi durdurmaz. Mahkemenin bu yönde bir karar alması gereklidir. Bunun dışındaki takip süreci, genel haciz yolu ile takibe benzediği için borçlular aynı haklarını bu takipte de kullanabilirler.