Nedir?Hukuk

Suçun Oluşumunda Kastın Etkisi Nedir?

Hayatın olağan akışı çerçevesinde herkes bir suçun mağduru olabileceği gibi bir suçun faili olmaya da adaydır. Kimi zaman kişiler planlı bir şekilde suç işlerken kimi zaman da işte eve giderken, bakkala markete giderken, ya da evde oturduğu sırada internette gezerek bir suç işleyebilir. Suçun oluşması için kişiler ya kasten hareket etmeli ya da taksirle hareket etmelidir. Bu yazımızda bugün kast nedir ve suçun oluşumuna nasıl etki eder konularından bahsedeceğiz.

İlk olarak suç nedir diye soracak olursak, suç: Türk Ceza Kanunu ile ilgili diğer kanunlarda, kanun koyucu tarafından yapılması ya da yapılmaması yasaklanmış ve yasaklanan bu duruma uyulmaması halinde karşılığında ceza öngörülmüş eylemlerin/ eylemsizliklerin tümüdür. Örnek verecek olursak yaralama suçu bir eylem biçiminde davranılma sonucu işlenirken, kamu görevlisinin görevi gereği öğrendiği suçu bildirmeme suçu eylemsiz kalarak işlenen bir suçtur. Suç oluşmasında ve karşılığında verilecek eczanın tespit edilmesinde kastın varlığı önem arz etmektedir.

Türk Ceza Kanunu Madde 21/1’e Göre Kast:

  Türk Ceza Kanunu Madde 21- “(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.” Kanun koyucu kast tanımını o kadar yalın bir şekilde ortaya koymuştur ki, kanuni tanımında suçun unsurlarını bilmek ve istemek kastın varlığı için yeterlidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus suçun kanuni tanımındaki unsurlarını kişi hem bilecek hem de isteyecek. Bilmek ve istemek fiilleri aynı anda gerçekleşmediği takdirde devreye olası kast, taksir ve bilinçli taksir girer ve bunlar suçu ve karşılığında verilecek cezanın tespit edilmesinde farklılık gösterir.

 Örnek ile açıklamak gerekirse; A şahsı elinde ateşli silah ile B şahsını kovalayıp arkasından hedef gözeterek birkaç el ateş ettikten sonra mermilerden biri beline biri de ense köküne geliyor ve B şahsı olay yerinde ölüyor. Burada TCK 81 maddesindeki kasten öldürme suçunun oluşup oluşmadığını tespit edebilmek için, suçun kanuni tanımındaki unsurlarını ilk olarak tespit etmek gerekecektir. Türk Ceza Kanunu madde 81 “bir insanı kasten öldüren kişi müebbet habis cezası ile cezalandırılır” hükmüne göre kasten öldürme suçunun işlenebilmesi failin kasten yani bilerek ve isteyerek hareket edip bir insanın ölümüne neden olması gerekmektedir. Olayımıza gelince ilk olarak A şahsı elinde ateşli silah ile B şahsını kovalayıp arkasından birkaç el ateş etmiştir. Ateş alan mermilerden biri B şahsının beline diğeri de ense köküne gelerek B şahsının ölümüne neden olmuştur. Burada A şahsı kullanışlı bir ateşli silah ile B şahsını kovalamaya başlaması ya B şahsını yakalamaya yönelik ya da B şahsına zarar vermeye yönelik bir davranış içerisine girdiğini gösterir. İkinci olarak A şahsı B şahsının arkasından havaya değil de bizzat direk olarak B şahsının bedenine doğru ateş etmesi ile niyetini ortaya koymuştur. Burada A şahsı, B şahsını yakalamak için değil B şahsına zarar vermek için hareket etmiştir. Eğer ki A şahsı havaya doğru ateş etmiş olsaydı burada A şahsının B şahsına zarar verme niyeti ile değil B şahsının yakalanmasını kolaylaştırmak amacıyla hareket ettiğini ortay koyacaktı. Üçüncü olarak ateş alan mermilerden biri B şahsının beline diğeri de ense köküne isabet aldığı düşünüldüğünde, A şahsının hedef gözeterek hareket etiğini, mermilerin isabet aldığı yerlere bakıldığında B şahsını yakalamak amacıyla ayaklarından değil ölümüne sebep olacak şekilde belinde ve ense kökünden isabet alması A şahsının kasten hareket ettiğini ortaya koymaktadır. Olay bir bütün olarak düşünüldüğünde A şahsının bilerek ateşli silah kullanması ve B şahsını arkasından kovalayarak ard arda birkaç el hedef gözetecek şekilde ateş etmesi sonucu meydana gelecek olan ölüm olayı hem bildiğini hem de istediğini ortaya koymaktadır. A şahsının eylem bütünlüğü Türk Ceza Kanununun 81. Maddesindeki tüm unsurları kapsadığı için A şahsı kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacaktır.

 Kastın varlığının önemini ikinci bir örnek ile açıklamak gerekirse; A şahsı ile B şahsı ellerinde av tüfekleri ile ormanlık araziye domuz avlamak amacıyla gidiyorlar. Çalılıkların arasında gördükleri domuzu avlamak amacıyla çalılıkların etrafına doğru ayrı yönde gidiyorlar. Bir müddet sonra A şahsı çalılıkların arasında domuzu gördüğünü düşünüp nasıl olsa diğer tarafta B şahsı vardır, domuz kaçarsa B şahsı yakalar diyerekten birkaç el ateş ediyor. Çalılıların arasından ses gelmeyince B şahsına seslenerek çalılıklara doğru gidiyor. Gittiğinde B şahsının ayaklarından sırtından ve kafasından kan geldiğini görüyor. A şahsının tüm çabasına rağmen B şahsı olay yerinde ölüyor. İlk olay ile ikinci olay arasında meydana gelen yaralanma, kullanılan ateşli silah sonucunda gerçekleşen ölüm benzerlik göstermektedir. Şimdi bu olayda A şahsı ilk olaydaki gibi kasten öldürme suçundan mı sorumlu olacak onu tespit etmek gerekir.

 İkinci olayımızda A şahsı ile B şahsı arasında gözle görülür bir düşmanlık yoktur. A şahsının B şahsına hedef gözeterek ateş etmemiş olması, asıl niyetinin çalılıkların arasındaki domuzu avlamak olması bir bütün olarak düşünüldüğünde A şahsının kullandığı ateşli silah her ne kadar öldürücü nitelikte olsa da hedefi B şahsı değil çalılıkların arasındaki domuz olarak görmesi A şahsının B şahsını öldürmek amacıyla bilerek ve isteyerek hareket ettiğini ortaya koymamaktadır. A şahsı Türk Ceza Kanununun 81. Maddesindeki kast unsuru gerçekleşmediği için kasten öldürme suçundan sorumlu tutulamayacaktır. Olaydaki diğer durumlar değerlendirilerek yapılacak yargılama neticesinde A şahsının eylemine uyan kanun maddesi tespit edilip ona göre karar verilecektir.

Her iki olay birlikte değerlendirildiğinde, iki olayda da kullanılan suç aleti ve meydana gelen yaralanma sonucu gerçekleşen ölüm neticesi aynı olmasına rağmen A şahsı birinci olayda kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurken ikinci olayda A şahsı kasten öldürme suçundan sorumlu tutulamayacaktır. Bu iki olayda Türk Ceza Kanununun 21. maddesinin önemi ortaya çıkmaktadır. Suçun oluşması için gerçekleşen netice ne kadar önemli ise aynı şekilde failin kastının varlığı ve ne yönde olduğu da bir o kadar önemlidir. Bilmek ve istemek unsurları aynı anda olmadığı müddetçe hiçbir zaman kişinin kasten hareket ettiğinden bahsedemeyiz.

Türk Ceza Kanunu Madde 21/2 Olası Kast

Türk Ceza Kanunu madde 21/2)” Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.” Burada kanun koyucu kastı kendi içinde derecelendirerek failin kastı oranında cezalandırılması gerektiğini ortaya koymuştur. Fail suç oluşturan eylemi gerçekleştirirken eylemin sonunda suç oluşabileceğini öngörüyor fakat yine de eylemi gerçekleştirme yönünde kastını ortaya koyuyor. Her yıl haberlerde en az 10 kere denk gelir.

Düğün, sünnet, nişan gibi kutlamalarda maganda diye tabir ettiğimiz havaya ateş açan kişiler olur. Bu ateş sonucu yaralanan ya da ölen insanlar olur. Havaya ateş açan kişi her ne kadar kimseyi öldürmek ya da yaralamak istemese de havaya ateş açma eylemini gerçekleştirdiği takdirde birilerinin yaralanabileceğini ya da ölebileceğini öngörür. Buna rağmen havaya ateş açtığı için ölen ya da yaralanan bir kişi olduğu takdirde havaya ateş açan kişi Türk Ceza Kanunu madde 21/2 ye göre olası kast ile sorumlu tutulacak, mevcut yargılanacağı kanun maddesinden TCK 21/2 oranında indirim yapılarak hakkında ceza verilecektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu