Nedir?Hukuk

Ceza Hukukunda Taksir Nedir?

Bir suçun işlendiğinin kanunen kabul edilebilmesi için kişinin eylemini gerçekleştirirken ya kasten hareket etmiş olması ya da taksirle hareket etmiş olması gerekmektedir. Kast suçu oluşturan unsurları ve meydana gelecek sonuçları bilmek ve istemek iken taksirde suçun unsurlarını bilmek ve sonuçlarını öngörüp istemek şartları yoktur.

Taksir

Madde 22-(1)” Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.

(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.

(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.

(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.                                                                                                  (6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.”

Kanun koyucu taksirin tanımını yaparken iki duruma dikkat çekmiştir ilki, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış ikincisi ise, suçun kanuni tanımındaki neticesinin öngörülmemiş olmasıdır. Bu iki unsur taksiri Türk Ceza Kanunu madde 21’ de bahsedilen kasttan ve olası kasttan ayırmaktadır.

Örnek ile açıklamak gerekirse; gündelik hayatımızda birçoğumuz zaman zaman araç kullanıp trafiğe çıkarız. Trafik kuralları çerçevesinde tüm yaya ve sürücüler, belli kurallara uyma yükümlülüğünün yanında gerekli tüm dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmek ile sorumlu tutulmuştur. Hız sınırının 50 km olarak kabul edildiği yerlerde 65-70 km hız ile araç kullanması ile bu sınırın aşılması sonucu görevliler tarafından yapılan tespit ile trafik cezası kesilir.

Fakat sürücü 50 km olarak belirlenen hız sınırını aşıp bir yayaya ya da başka bir araca çarparsa burada trafik cezasından değil Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinden sorumlu tutulacaktır. Yaya 50 km hız sınırını aşarak dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmiştir. Bu ihlal sonucunda yayaya çarpması sonucu yayanın yaralanma ya da ölme durumuna göre taksirle yaralama ya da taksirle öldürme suçlarından hakkında gerekli yasal işlem yapılacaktır. Burada kişi sadece dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranıyor fakat meydana gelebilecek neticeyi öngöremiyor.

Türk Ceza Kanunu Madde22/3 Bilinçli Taksir

Örneğin; hız sınırının 50 km olduğu yerleşim yeri bölgesinde sürücü 100 km hız ile giderken aniden yoluna çıkan küçük bir çocuğa çarpması sonucu küçük çocuğun ölmesi olayında, sürücü 50 km hız ile gidilmesi gereken yerde 100 km hız ile gitmiştir. Sürücü burada dikkat ve özen yükümlülüğü ile birlikte uyması gereken hız limiti kuralına uymayarak bir çocuğun ölümüne neden olur.  Yerleşim yerinin içinde yer alan yollarda ortalama zeka seviyesine sahip her kişi bilir ki yola aniden çocuk ya da yetişkin kişiler çıkabilir. Burada yola aniden birilerinin çıkacağı öngörülebilecek bir durumdur ve 100 km hızla giden birinin ani fren ile hemen duramayacağı bilinen bir durumdur.

Örnekte yerleşim yerinin içinde bulunan yollarda 100 km hız ile giden sürücünün yola birilerinin çıkabileceğini öngördüğü kabul edilir. Burada bu ön kabulden sonra sürücünün çocuğun ölümünü isteyip istemediği konusunda bir karara varmak gerekir. Normal şartlarda trafikte araç kullanırken hiç kimse önüme biri çıksın da çarpıp ölümüne sebep olayım diye düşünmez. Olayımızda da sürücünün çocuğun yola çıkabileceğini öngörmesine rağmen meydana gelen ölüm olayını istemediği ortadadır. Burada sürücünü kusuru öngörülebilir bir kusur olduğu için kanun koyucu, taksirden değil daha nitelikli ceza almasına neden olacak Türk Ceza Kanununun 22. Maddesini 3. Fıkrasına göre artırım yapılması gerektiğine karar vermiştir. Burada taksir nitelik kazanmış ve bilinçli taksir ile hareket ettiği kabul edilmiştir.          

Türk Ceza Kanunu Madde 22/4-5 Cezanın Belirlenmesi

Suç oluşturan eylemin meydana gelmesinde kişinin kusurunun ağırlığı büyük önem arz eder. Kişinin kusuru fazla ise ceza üst hadde yakın, az ise alt hadde yakın ceza verilir. Ayrıca birden fazla kişinin taksirle hareket etmesi sonucu bir suç meydana gelmiş ise her kişi kendi kusuru oranında meydana gelen sonuçtan sorumlu olarak cezası belirlenir.

Türk Ceza Kanunu Madde 22/6 Cezasızlık Hali

Maddenin bu fıkrasında taksirli hareketi sonucunda meydana gelen suçta kişi manevi, kişisel ve ailevi olarak büyük bir zarar görmüşse ve bu zarar artık kişinin cezalandırılması gerektirmeyecek derecede ise kişiye ceza verilmez. Fakat kişi bu suçun oluşumunda bilinçli taksir ile hareket etmiş ise verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilir.

 Örnek 1: Yukarıda bahsettiğimiz yerleşim yeri sınırları içerisinde 50 km hız ile gitmesi gereken sürücü 100 km hız ile giderek bir çocuğa çarpıyor. Çocuğun öldüğü olayda çocuğun sürücünün oğlu olduğunu düşünelim. Burada sürücü kişisel ve ailevi olarak büyük bir zarara uğradığı için ayrıca cezalandırılması, sürücüyü cezalandırmanın yanında daha ağır sonuçlara neden olacağı için Türk Ceza Kanunu madde 22/6 nın uygulanması gerekir. Burada tam bir cezasızlık hali yoktur çünkü sürücü taksirle değil bilinçli taksir ile hareket ettiği için ancak verilecek cezada indirim yapılabilir.

Örnek 2: Küçük çocuğu ile evde yalnız olan anne yemek yaptığı sırada elindeki kaynar suyu bir anda küçük çocuğun üzerine döker ve çocuk yanar. Burada meydana gelen yaralanma taksir ile yaralama suçunu oluşturur. Burada hiçbir anne çocuğuna bu şekilde bir zarar vermek istemez fakat olayda anne, küçük çocuğun bakım ve gözetimi ile sorumludur. Burada gerekli dikkat ve özeni göstermek ile yükümlüdür. Anne bu dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucu çocuğunun yaralanmasına neden olmuştur.

Çocuğun yaralanması sonucu anne kişisel ve ailevi olarak yeterince acı çektiği için ayrıca çocuğunu taksirle yaralama suçundan cezalandırılması daha büyük zarara sebep olacağından Türk Ceza Kanunu madde 22/6 ya göre ceza verilmemesi gerektiğine kabul edilir. Burada anne sadece dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için kusurlu kabul edilir fakat olayda bilinçli taksirin varlığını gösteren başka bir şey olmadığı için anneye ceza verilmez.      

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu