İcra ve HacizlerHukuk

Kefalette Rücu Davası Nedir?

Kefalet, teminat sözleşmelerinin en yaygın kullanılan türüdür. Kefalet sözleşmesi ile kefil olan kimse, bir başkasının birine karşı ifa etmesi gereken borcun, gereği gibi ifa edilmemesi halinde şahsi olarak bu borçtan sorumlu olduğunu taahhüt eder. Borçlunun, alacaklıya olan borcunu ödememesi halinde alacaklı kefile yönelerek alacağının ödenmesini talep eder. Kefil kendisine karşı icra takibi başlatılmasını, haciz işlemi uygulanmasını engellemek amacıyla borçlunun yerine borcu ödemek durumunda kalabilir. Kefalette rücu davası da böylelikle gündeme gelir.

Kefalette rücu davası, borçlunun alacaklıya olan borcunu şahsi teminatı kapsamında ödeyen kefilin, ödediği parayı borçludan tahsil edebilmek için başvurduğu hukuki yoldur. Kefilin rücu davası açabilmesi için, öncelikle kefalet sözleşmesi ile şahsi teminat verdiği bir borcun olması ve bu borcun kefil tarafından ödenmiş olması gereklidir.

Borçlunun alacaklıya olan borcunu ödeyen kefilin, hem özel ilişkinden kaynaklanan hem de genel ilişkiden kaynaklanan rücu hakkı vardır. Eğer kefil, borçluyla arasında bulunan vekâletname, hizmet vb. sözleşme uyarınca alacaklıya ödeme yaparsa o halde özel ilişkiden kaynaklanan rücu davasını açabilir. Eğer kefil ile borçlu arasında herhangi bir özel sözleşme yoksa ve kefil, borçlunun borcunu öderse o halde kefalete ilişkin rücu davasına başvurmalıdır.

Kefalette Rücu Davası Nasıl Açılır

Kefilin, alacaklıya ödediği parayı borçludan tahsil edebilmesi için iki tane hukuki hakkı vardır. Kefil, alacaklıya ödediği paraların makbuzları ve kefalet sözleşmesi ile beraber icra takibine geçebilir. İcra takibine itiraz edilmemesi halinde borçlunun mallarını haczettirip sattırarak parasını tahsil edebilir. Ancak icra takibine itiraz edildiği takdirde, kefilin rücu davası açması gereklidir.

Kefil, icra takibine gitmek yerine de doğrudan rücu davasını başvurabilir. Rücu davası açmak isteyen kişilerin, kefalet sözleşmesini delil göstermek suretiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açabilirler. Bu dava icra takibine itiraz edilmesi halinde de Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile rücu davasını açabilir.

Rücu Davasında Zamanaşımı

Rücu davası için kanunda özel olarak bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir, bu nedenle genel zamanaşımı süresi uygulama alanı bulmaktadır. Bu kapsamda bir başkasının yerine ödeme yapan kefil, ödeme yaptığı tarihten itibaren en geç 10 sene içerisinde rücu davası açmalıdır, aksi halde rücu davası açma hakkı düşecektir.

Rücu Davasında Faiz İstenebilir Mi?

Şahsi teminat verdiği borçlunun, borcunu ödememesi sebebiyle onun yerine ödeme yapan kefilin haklarını korumak isteyen kanun koyucu, TBK 496 uyarınca kefilin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi isteyebileceğini düzenlemiştir.

Rücu Davasında Kefilin Hakları

Borçlunun yerine alacaklıya ödeme yapan kefil, halefiyet prensibi gereğince ödeme yaptığı tutar kadar alacaklının yerine geçer. Alacaklının yerine geçen kefil, alacaklının borçludan alacağını tahsil edebilmek için yapabileceği tüm işlemleri yapabilir. Örnek olarak icra takibi başlatabileceği gibi diğer kanun yollarına da başvurabilir.

Kefil Rücu Hakkından Feragat Edebilir Mi?

Kefil, borçluya karşı olan rücu hakkından, kefalet sözleşmesinin yapılması sırasında önceden feragat edemez. Ancak, borçluya karşı başlatmış olduğu icra takibi ya da açmış olduğu rücu davasından feragat ederek borçluyu ibra edebilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu